Kurtulmuş, heyetin izlenimlerine göre; federasyon, konfederasyon, ayrı bir devlet veya anayasanın ilk dört maddesinin tartışılması gibi taleplerin gündeme gelmediğini, Kürtçenin resmi dil olması yönünde bir isteğin de bulunmadığını belirtti.
Kurtulmuş, Milli Dayanışma, Kardeşlik ve Demokrasi Komisyonu’nun bugün yapacağı kritik toplantı öncesi gerçekleştirdiği Tacikistan ve Özbekistan’ı kapsayan yurt dışı ziyareti sırasında, medya temsilcilerinin gündeme ilişkin sorularını yanıtladı.
Türkiye, Suriye ve Irak’ta bütün şartlar olumlu seyrederken sürecin artık başarılı biçimde sonuçlandırılması gerektiğini vurgulayan Kurtulmuş, İmralı’nın da komisyon heyetinin ziyaretinde “Federasyon, ayrı bir devlet, bir konfederasyon gibi talepler olmadan, Anayasa’nın ilk dört maddesiyle ilgili bir tartışma açılmadan, Kürtçenin resmi dil olmasıyla ilgili en ufak bir talep gündeme getirilmeden Kürt yurttașlarımızın taleplerinin de daha ileri demokratik standartlar ile karşılanması” yönündeki genel çerçeveden vazgeçmediğini bir kez daha ortaya koyduğunu söyledi.
Milliyet gazetesinin aktardığına göre Kurtulmuş özetle şöyle konuştu:
“Gizli kapaklı yapılmadı”
“Öcalan ile görüşme tutanakları; İmralı’ya giden milletvekilleri kendi gözlemlerini, notlarını komisyona anlatacaklardır. Mühim olan, orada ne konuşulduğunun ana hatlarının komisyonla paylaşılmasıdır. Kamuoyundan gizli kapaklı hiçbir şey şimdiye kadar yapılmadı, bu görüşme de gizli kalmayacaktır. MİT oradaki görüşmelerle ilgili tutanakları zaten tutuyor. O kayıtlar MİT’in elindedir.
“Yansıtılandan daha ileride”
Komisyondaki milletvekillerinin gözlemleri; fevkalade olumlu, yapıcı bir görüşmenin gerçekleştiği, ‘İmralı’nın fikirleri’ olarak yansıtılan şeylerden de daha ileride, daha yapıcı ve barış isteyen, bu işin bitmesini isteyen bir yaklaşıma sahip olduğudur.
Ortak teklif arzusu
Komisyon raporu için partilerden gelen metinler üzerinden genel bir mutabakat ortaya çıkarılabilir. Sınav gününe kadar rahat, ondan sonra da sıkıştırırız gibi bir duruma düşmeden hızlı şekilde süreci bitiririz inşallah. (Raporun hazırlanmasının ardından Komisyon’un görevi biter mi?) Evet, biter. Raporda, şu konularda şöyle bir yasal düzenleme, şu konularda şöyle bir idari düzenleme, şu konularda görülen eksiklikler şunlardır gibi başlıklara yer veririz. Bunlar daha sonra parlamentodaki siyasi partilerin çalışacağı konulardır. Gönlümüz arzu eder ki bütün partiler ortak bir teklifte buluşsun.
“Bu sürecin sahibi Sayın Cumhurbaşkanı’mızdır”
Sürecin bu noktaya kadar gelmesindeki ana kararlılık ve meseleyi bir devlet politikası haline dönüştürme iradesi Sayın Cumhurbaşkanı’mıza aittir. Bu sürecin yolunu açmamış olsaydı buraya kadar zaten gelinmesi düşünülemezdi. Başından itibaren sahip olduğumuz bilgilerin tamamını veriyorum. Dolayısıyla bu sürecin sahibi Sayın Cumhurbaşkanı’mızdır.
İsrail’in bölge ülkelerini, özellikle Suriye’yi bölme konusunda göstermiş olduğu niyet ortadayken, bu hain projenin gerçekleşmesini önleyecek her türlü adımı atmamız lazım. Bölgedeki Kürt kardeşlerimizin İsrail’in insafına bırakılmaması lazım. Terörsüz Türkiye gerçekleşirse, Allah’ın izniyle terörsüz bir bölgenin de kapısını açacaktır. Uyanık olmak zorundayız.
‘Anayasaya yansıtılmalı’
Komisyon, Cumhuriyet tarihimizin en ağır meselesini kavgasız, gürültüsüz, problemsiz bugüne getirdi. Demek ki Türk demokrasisi artık en zor konusunu bile müzakere edecek olgunluğa sahip. Bu, anayasaya ve diğer hukuk metinlerine de yansıtılmalıdır. Olumlu etkileyeceğini düşünüyorum.
Şimdiye kadar iyi geldi ama bundan sonraki süreç en riskli süreçtir. Kimse partisinin ya da grubunun menfaatlerini önceleyen bir tavır içerisinde davranmamalı. Örgütün bütün unsurlarıyla silah bıraktığının, örgütsel faaliyetlerden vazgeçtiğinin tespiti gerekiyor. Suriye’de de yeni yönetimle bir entegrasyon içerisinde yer alacağının görülmesi lazım. Örgüt vakit kaybetmeden söz verdiği adımları atmayı sürdürmeli. Biz adımlarımızı attık. Vatandaşımızın desteği var. İşin tıkanmaması gerekir.”
‘Siyaset üzerine düşeni yapar’
TBMM Başkanı Kurtulmuş “Örgütün kendisini feshettiği ve silahları bırakma sürecinin nasıl devam ettiğini takip edecek olan devletin güvenlik birimleridir; tespit ve tescil edilirse, sonraki süreçte siyaset üzerine düşen sorumlulukları yerine getirir” dedi.
“Kürtçenin resmi dil olması yönünde bir istek yok”
Görüşmenin içeriğine dair çerçeveyi çizen TBMM Başkanı, kırmızı çizgilerin net olduğunu hatırlattı. Kurtulmuş, heyetin izlenimlerine göre; federasyon, konfederasyon, ayrı bir devlet veya anayasanın ilk dört maddesinin tartışılması gibi taleplerin gündeme gelmediğini, Kürtçenin resmi dil olması yönünde bir isteğin de bulunmadığını belirtti. Taleplerin daha çok demokratik standartların yükseltilmesi ekseninde olduğunu ifade eden Kurtulmuş, karşı tarafın yansıtılandan daha yapıcı ve barış isteyen bir tavır sergilediğini dile getirdi.
Sürecin bundan sonraki aşamasının en riskli dönem olduğuna dikkat çeken Kurtulmuş, örgütün silah bırakma ve örgütsel faaliyetlerden vazgeçme konusunda somut adımlar atması gerektiğini vurguladı.

