Ana Sayfa Arama Galeri Video Yazarlar
Üyelik
Üye Girişi
Yayın/Gazete
Yayınlar
Kategoriler
Servisler
Nöbetçi Eczaneler Sayfası Nöbetçi Eczaneler Hava Durumu Namaz Vakitleri Gazeteler Puan Durumu
WhatsApp
Sosyal Medya
Uygulamamızı İndir

Büyük dedesinden miras fotoğrafçılık mesleğinde yarım asrı geride bıraktı

Burdur’da yaşayan dördüncü kuşak fotoğrafçı Mahmut Kanık, büyük dedesinin mirası fotoğrafçılık mesleğinde 52 yılı geride bırakmanın mutluluğunu yaşıyor.

Burdur'da yaşayan dördüncü kuşak fotoğrafçı Mahmut Kanık, büyük dedesinin mirası

BURDUR (AA) – Gazi Caddesi’ndeki dedesinin fotoğrafçı dükkanında 8-9
yaşlarında çıraklığa başlayan, babasının aynı caddede açtığı dükkanı
1972’de devralan ve yarım asırdır aynı dükkanda fotoğrafçılık yapan
Kanık, şehrin en eski fotoğrafçılarından biri.

Büyük
dedesi Mahmut Kanık’ın 6 Mart 1930’da Atatürk Burdur’a geldiğinde
fotoğraflarını çektiğini dedesinden dinleyerek büyüyen Kanık, ailesinin
kentin en az yüzyıllık geçmişini fotoğraflamasından gurur duyuyor.

Dedelerinden
kalan tarihi belge niteliğindeki eski fotoğrafları Valiliğe ve
belediyeye veren Kanık, askerde gördüğü renkli baskı makinesini
memleketine dönünce satın aldı.

Renkli baskıda
işlere yetişemeyince eşi Emine Kanık’la birlikte çalışmaya başlayan
Kanık, kentte uzun yıllar fotoğrafçılıktan ciddi gelir elde etti.

Fotoğrafçılık
malzemeleri aldıkça firmaların ülke gezilerinden faydalanarak bu sayede
eşiyle Çin, Filipinler, Mısır, Malezya, Almanya, İtalya ve Fransa gibi
birçok ülkeyi gezme ve fotoğraflama imkanı bulan Kanık, çektiği
fotoğrafları bir albümde topladı.

Zaman zaman albüme bakıp eski anılarını yad eden Kanık, kızını ve damadını da fotoğrafçı olarak yetiştirdi.

Kentte
“Foto Mahmut” olarak bilinen Mahmut Kanık, AA muhabirine, büyük dedesi
Mahmut Kanık’ın mesleği damadı Mustafa Çankaya’ya, o da damadı Kemal
Kanık’a, babası Kemal Kanık’ın da kendisine devrettiğini söyledi.

Dedesinin
yanında çıraklık döneminde karanlık odayı temizlediğini, fotoğrafları
banyolayıp kuruttuğunu aktaran Kanık, bugüne kadar hiçbir müşterisiyle
kavga etmediğini kaydetti.

Kanık, annesinin
babasına yardımcı olduğu gibi eşinin de kendisine her zaman yardımcı
olduğunu dile getirerek, “Askerden döndükten sonra hemen renkli baskıya
geçtik. Müşteriler memnun olmaya başladı. 1975-1976 yılları arasında
renkli fotoğrafa müthiş bir talep olmaya başladı. O zaman ben işlere
yetiştiremez oldum. Eşimle beraber ortak çalışmaya başladık. Daha da
ilerlettik, zaman geçti, Almanya’ya, İtalya’ya, İngiltere’ye,
İstanbul’daki büyük fotoğraf fuarlarına katılmaya başladık.” ifadelerini
kullandı.

“İyi para kazanmaya başladık”

Mesleğinde teknolojiyi yakaladıkça işlerinin açıldığını ve kendisine güven geldiğine işaret eden Kanık, şunları anlattı:

“O
zamanlar iyi para kazanmaya başladık. Teknolojiyi biraz daha yakından
takip etmek için eşimle Japonya’ya gittik. 2003’te bir fuarda saatte
1200 fotoğraf basan bir makine gördük. Türkiye’de olmayan bir makine.
Heyecana kapıldık ve eşimle otel odasında bu makineyi almaya karar
verdik ve Burdur’a gelince eşim firmayı aradı ve o makineyi aldık.
Renkli makine kente geldiğinde müthiş bir heyecan oldu, öğlen yemek
yemeye vakit bulamaz olduk.”

Kanık, o dönem
yanında çalışan elemanlarının kendini yetiştirip dükkan açtıklarına
değinerek, “Kızımı yetiştirdik, o da damadımı bu mesleğe alıştırdı,
şimdi aile boyu bu meslekte çalışıyoruz.” dedi.

“Zamanı geri getiren tek şey fotoğraf”

Eski, deforme olmuş ya da yırtılmış fotoğrafları da onarıp tekrardan renkli olarak bastığını anlatan Kanık, şöyle konuştu:

“Alnımız
ak, göğsümüzü gere gere, hiç başımı öne eğmeden 50 yılı doldurdum.
Babamın bana verdiği 3 nasihatle 50 sene bitti. Oğlum, ‘Bir, verdiğin
sözü yerine getir. İki, sakın kimseyi kandırma ve üç, kimseyi kırmamaya
çalış. Bizim meslek çok narin bir meslektir. Kelimelerini öyle bir
yumuşatacaksın ki müşterinin kalbine girmeyi başaracaksın.’ derdi.
Paranın geçmediği meslek burasıdır. Hele hele fotoğraf bambaşka bir
şeydir. Milyonlarını versen fotoğraftaki bir kareyi geri getiremezsin.
Zamanı geri getiren tek şey fotoğraftır.”

Muhabir: Bilal Altıok